Azerbaycan basınında Türkiye'nin Orta Doğu'nun yeni sahibi olduğu yazıldı Azerbaycan basınında Türkiye'nin Orta Doğu'nun yeni sahibi olduğu yazıldı

Azerbaycan basınında Türkiye'nin Orta Doğu'nun yeni sahibi olduğu yazıldı

Azerbaycan basınında Türkiye'nin Orta Doğu'nun yeni sahibi olduğu yazıldı

07/07/2020 10:24

Azerbaycan basınında “Türkiye Orta Doğu’nun yeni sahibi oluyor: ABD hayal kırıklığına uğradı, Avrupa üzgün, Rusya direniyor” başlıklı bir makale yayımlandı
BU HABERİ
PAYLAŞ

Azerbaycan’da yayınlanan Musavat gazetesinde Türkiye’nin savunma sanayiinde son yıllarda gösterdiği başarıları irdeleyen kapsamlı bir makaleye yer verildi.

Makalede S-400’lerin alınmasından Türkiye’nin İHA teknolojisinde geldiği noktaya, Türkiye’nin savunma sanayii üretiminden Libya’daki duruma kadar birçok parametre değerlendirildi.

TÜRKİYE ORTA DOĞU'NUN YENİ SAHİBİ OLUYOR: AMERİKA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADI, AVRUPA ÜZGÜN, RUSYA DİRENİYOR

Donald Trump, telefonda 20 kereden fazla Recep Tayyip Erdoğan ile konuştu. Amerikan başkanı hiçbir liderle hiç bu kadar fazla temas kurmamıştı. Tabii ki, bu tesadüfi değildir. Durum öyle ki, Türkiye uluslararası siyasi arenada vazgeçilmez bir oyuncu haline geldi.

Ermeniler, Trump'ın Erdoğan'dan çekinmek için özel bir nedeni olduğunu iddia ediyorlar. İstanbul'da Trump'a ait iki otel var. Her yıl, Trump bu otellerden 1 milyon ile 5 milyon dolar arasında para alıyor. Tabii ki, bu ciddiye alınamaz.

Bahar Kalkanı Operasyonu

Suriye'nin İdlib bölgesinde Şam rejimine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından başlatılan "Bahar Kalkanı" operasyonunda, Silahlı İnsansız Hava Araçları Rus yapımı birkaç Pansir S-1 hava savunma sistemini yok etti. 5 milyon değeri olan Türk silahı 15 milyon dolara satılan Rusya silahının uluslararası imajını hiçe indirdi.

Bu silahlar Libya'da da kullanıldı Sonuç aynıydı. Bu nedenle, Fransız gazetesi Le Monde, Türkiye'nin Libya hükümetini yeni nesil SİHA ile desteklemesinin, isyancı General Hafter'e karşı güç dengesini keskin bir şekilde değiştirdiğini yazdı.

ABD'nin en etkili askeri dergisi National Interest, "Türkiye Ortadoğu'nun Yeni Drone Süper Gücüdür" başlıklı bir makalede Türkiye'nin başarısını itiraf etti. Neden "itiraf etti" yazıyorum? Çünkü bu dergi kesinlikle Türk karşıtı.

Türkiye'nin askeri endüstrisi hızla gelişiyor ve bu, Batı'yı kızdırıyor. ABD ve Avrupa Birliği bu gelişmeyi durdurmak için çok çalışıyor. Batı'nın güçlü bir Türkiye'ye hiç ihtiyacı yok. Onların emrini bekleyen Türkiye, uzun zamandır tarihe geçti. Hayal kırıklığına uğradılar. Osmanlı torunları ise 600 yıldan uzun süredir var olan büyük bir imparatorluğa layık bir Türkiye inşa etmeyi arzuluyor. Dünyadaki ve bölgedeki güç dengesi değişiyor. Hem dostlar hem de düşmanlar bu süreci görüyor.

Türk İHA’ları Ermensitan’a Karşı mı Kullanılacak?

Azerbaycan'ın Türkiye'den silah alan ülkeler arasında olması doğaldır. Batı basını bunun hakkında özel bir endişe ile yazıyor. Örneğin, The National Interest dergisi, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki askeri anlaşmanın Azerbaycan parlamentosu tarafından resmen onaylandığını belirtiyor. Anlaşmanın ayrıntıları bilinmiyor. Azerbaycan'ın Türkiye'den ne tür İHA’lar alacağı tam olarak bilinmiyor. Muhtemelen, "TB2 Bayraktar" uçaklarından bahsediyoruz.

Adı geçen yayın,  “Attack! Turkey and Azerbaijan Are Teaming Up on Drones” (Hücum! Türkiye ve Azerbaycan İHA’lar Üzerinden Bir Araya Geliyor) başlıklı makalesinde  hayli dikkat çeken bir nokta var. Yayın Azerbaycan'ın bu silahı Ermenistan'a karşı kullanabileceğinden endişe duyuyor.

Türkiye'de çok farklı insansız hava araçları modelleri olduğu unutulmamalıdır. Örneğin Suriye ordusu, 1.500-2.500 metre mesafedeki Suriye ordu birimlerine "Kargu" adlı bir intihar uçağı sürüsünün gönderilmesinden dolayı çok sayıda insan gücünü ve zırhlı aracını kaybetti. Azerbaycan şu anda İHA sürüleri oluşturmak için çalışıyor. Bunun için hem Türkiye'nin hem de İsrail'in teknik yeteneklerini kullanmaya çalışıyor.

Azerbaycan'ın özellikle ultra modern silahlarla ilgilendiğini söylemek isterim. Kuşkusuz, "TB2 Bayraktar" İHA’ları bu tiptedir. Küçük Kargu intihar uçağı da büyük ilgi görüyor. Bir başka nokta da şu ki, yakın zamanda İsrail'in "The Jerusalem Post" yayınına atıfta bulunarak, bu ülkenin Azerbaycan’a Uzun Menzilli Topçu Silah Sistemi sattığını yazdık. Azerbaycan bu silahı alan tek ülke.  Sistem 90-430 km. aralıktaki hedefi 10 metrelik bir hassasiyetle vurabiliyor. Bakü ile Erivan arasındaki mesafe 458 km. Bu, Azerbaycan'ın Ermeni başkentini çeşitli noktalardan kolayca vurabileceği anlamına geliyor.

Dağlık Karabağ

Bazıları, Azerbaycan ordusunu en modern silahlarla donatmanın iyi olduğunu söylüyor, ancak bu silahları ne zaman kullanacağız? Bu soruya cevap vermek zor. Çünkü Azerbaycan Dağlık Karabağ'da askeri operasyonları en uygun zamanda başlatabilir. Uluslararası koşullar buna ne zaman izin verecek? Bilinmiyor. Örneğin Gürcistan, Azerbaycan gibi topraklarının yüzde 20'sini kaybetti. Ancak askeri operasyonları sürdürmeyi düşünmüyor. Gürcistan'ın silah tedariki ülke için bir öncelik değil. Ama ciddi bir şekilde düşünüyor ve doğru anı bekliyoruz. Ünlü Rus yazar Anton Çehov şöyle yazmıştı: "Eğer bir tiyatro izlencesinin ilk sahnesinde bir tüfek duvara asılırsa, son bölümde bu silahın ateşleneceğinden emin olun."

Hiç şüphe yok ki Azerbaycan ordusu silahları bir dekorasyon olarak kullanmak fikrinde değil. Türkiye güçleniyor, Azerbaycan'ın askeri gücüne katkıda bulunuyor. Bu ölçüde bir üstünlük bir gün kendisi için konuşulacak. Bundan eminim.

SİHA’lar PKK’yı Tehdit Ediyor

Amerikan yayını, Türkiye'nin 2014 yılında İHA’ların üretimine başlamak zorunda kaldığını yazıyor. Çünkü ABD Türkiye'ye SİHA satmayı reddetti. Washington, Türkiye'nin bu silahları ülke içindeki ve dışındaki Kürt gruplarına karşı kullanabileceğini söyledi. Şimdi Türkiye, İHA’larla ayrılıkçılara karşı son derece başarılı askeri operasyonlar yürütüyor. PKK militanları artık dağlarda tehlikeden uzak değil.

Türkiye ile Savaş…

Askeri uzmanlar dünyada Türkiye'yi yenebilecek sadece üç ülke olduğuna inanıyor: ABD, Rusya ve Çin. Ancak bu zafer ülkelere o kadar pahalıya mal olabilir ki bu bir Pirus zaferi gibi olacak. Dolayısıyla hiçbir ülke Türkiye ile savaş alanında yüzleşmek istemiyor. Özellikle Rusya için, Türkiye ile vuruşmak çok zor olurdu. Çünkü Rusya'da İslam'a dönüş büyüyor ve şüphesiz ki zaman geçtikçe Rusya’da Türk faktörü daha da önem kazanıyor.

Amerika için de Türkiye ile savaşmak çetin olur. Örneğin ABD Irak'ı kolayca istila etti. Neredeyse bir direnişle karşılaşmadı. Fakat eğer ABD Türkiye'ye karşı bir savaş başlatırsa, sadece her şehir için değil, her sokak için de savaşmak zorunda kalacak.

Çin'in Türkiye'ye saldırısı teorik olarak imkansız görünüyor. Çünkü aralarında coğrafi olarak uzun bir mesafe var. Hem Kore Savaşı'nın etkisi de hatırlanıyor. 1950-1953'te Kuzey ve Güney Kore arasında askeri bir çatışma yaşandı. Çin ve Sovyet güçleri gayriresmi olarak ABD ve müttefikleriyle karşı karşıya geldi. Kore Savaşı sırasında ABD'nin müttefiki olarak Türkiye ön plandaydı. Çin ordusu ile karşı karşıya kalan Türk ordusu büyük zaferler kazandı. Çinliler açıkça Türklerden korkuyorlardı. Amerikalılar, Türkiye olmadan Kore'nin bir bütün olarak Çin işgali altında olacağını itiraf ediyorlar. Bu yüzden Kore’de Türkiye'ye özel bir saygı var.

İsrail de Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemiyor. Çünkü Yahudiler çok iyi biliyorlar ki Araplara karşı savaştan galip çıkmak mümkündür ancak Türklerle savaşa girmek son derece tehlikelidir.

Türkiye’nin Savunma Harcamaları

Türk ordusunda yarım milyondan fazla asker görev yapıyor. Ancak gittikçe eğilim değişiyor. Ankara, niceliği değil niteliği daha üstün bir orduya sahip olmaya çalışıyor. Türkiye'nin askeri bütçesi de büyüyor. 22,6 milyar dolardan bahsediyoruz. Bu, Türkiye'nin GSYİH'sının yüzde 2,2'si.

Türkiye’nin askeri üretim yapan birkaç şirketi dünyanın en büyük 100 şirketi arasında. Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin askeri ihtiyacının yüzde 70'ini yerli kaynaklardan karşılandığını söylüyor. Türkiye'nin silah ihracatı da artıyor. Bu rakam çoktan 2 milyar doları aştı.

Türkiye silah üretiminde çoklarını hayrete düşürdü. Rus basını bu tür silahlardan biri hakkında özel bir coşku ile bahsetti.

4 Ağustos 2019'da Türkiye tarafından Libya'da bir Çin İHA’sı düşürüldü. Bu olayın özelliği, tarihte ilk kez, İHA’nın bir lazer silahıyla vurulmasıydı. Ruslar Türklerin sadece Rusya'da gökdelenler inşa etmekle kalmayıp aynı zamanda inanılmaz silahlar ürettiklerini yazıyorlar. Türkiye'nin bu lazer silahını geliştirmek için yılda 450 milyon dolar harcadığı da biliniyor.

Ayrıca şunu söylemeliyim ki, Türkiye askeri güç açısından dünyada dokuzuncu sırada. (Bazı kaynaklarda 8. sırada) Nükleer silahlara sahip Pakistan 17. sırada yer alıyor. Mısır 12, İran 13. İlk yirmi ülkede Suudi Arabistan gibi zengin bir ülke yok. Ancak bu ülkenin yıllık askeri bütçesi 60 milyar dolardan fazla.

Türkiye’nin 2023 Hedefi…

Müslüman dünyada, Türkiye askeri açıdan açıkça ilk sıradadır. Recep Tayyip Erdoğan 21 Şubat’ta şu açıklamayı yaptı: “Askeri sanayimiz artık ülkemizin savunması ile bağlantılı olarak ulusal teknolojiye dayalı silahlar üretiyor. Ulusal silahlarımızı kendi ellerimizle üreterek iç ve dış tehditleri başarıyla ortadan kaldırdık. Afrin'de kimseden destek almayı umsaydık, şimdi ulaştığımız yükseklikte olmazdık. Şimdi biz tankçısı olmadan hareket eden tankların üretimine başlamalıyız ve biz bunu başaracağız.”

2023 hedefi hakkında konuşan Erdoğan, defalarca söyledi ki, Türkiye'nin o vakit dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri olmalıdır ve askeri ihtiyaçlarını kendi karşılamalıdır.

Türkiye daha önce ABD ve Almanya'dan silah ithal ediyordu. 2005 yılından bu yana, AKP yerel askeri endüstrinin geliştirilmesine olan finansal yatırımını artırmaktadır. Stockholm merkezli Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne göre, Türkiye'nin silah ihracatı 2013-2017 yılları arasında yüzde 145 arttı. Silah ihracatındaki büyüme açısından, Türkiye dünyada birinci sıraya yükseldi.

Aralık 2014'te Türkiye, ABD'den birkaç gemi alacaktı. Zaten bir sözleşme vardı. Ancak ABD Kongresi bu anlaşmanın yapılmasına izin vermedi. Çünkü Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler gerginleşmişti. ABD de F-35 savaş uçaklarını da Türkiye'ye satmayı reddetti.

2006 yılında ABD, Türkiye ile ortak saldırı helikopterleri üretmeyi reddetti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'ye Leopard tankları satmayı bıraktı. Toplamda, 9 Avrupa ülkesi Türkiye'ye silah satmayı reddetti: Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya, İsveç ve İngiltere. Avrupalıların izinden giden Kanada da aynı adımı attı. Paradoksa bir bakın. Türkiye'nin NATO müttefikleri silah satmayı reddediyor. Üstelik, Türkiye'nin Rusya'dan 2,5 milyar dolar değerinde S-400 Triumph uçaksavar füze sistemini almayı reddetmesini talep ediyorlar.

Türkiye Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, bu konuyla bağlı olarak Türkiye'nin ekonomik yaptırımlar ve silah ambargosu ile tehdit edildiğini söyledi. Bu tür sınırlandırmalarla Türkiye'yi  caydırmak isteyenler büyük bir hata yapıyor.

Türkiye'den silah alan başlıca ülkeler: Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Azerbaycan, Malezya, Pakistan, Katar ve Türkmenistan. Mart ayında Türkiye ile Tunus arasında imzalanan anlaşmaya göre Ankara, Tunus'a 240 milyon dolarlık askeri teçhizat satacak. Alınan silahlar arasında yeni nesil bir SİHA da var.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye şu anda 2.3 milyar dolarlık silah ihraç ediyor. 2023'te hedef daha büyük. 25 milyar dolardan bahsediliyor. Bazı uzmanlar bunu gerçek görmüyor. Bazıları Türkiye'nin giderek pazara daha çok ve daha iyi silahlar soktuğunu söylüyor. Bu, alıcı sayısını artıracaktır.

1991 ve 2017 yılları arasında Türkiye'nin dünyadaki en büyük beşinci silah alıcısı olduğu bir gerçektir. 2014-2018'de Türkiye, ithal ettiği silahların yüzde 60'ını ABD'den ithal etti. Fransa, İspanya ve İngiltere de Türkiye'ye çok sayıda silah sattı. Artık o günler geride kaldı. Türkiye, Türk teknolojisinin üretimi silahları tercih ediyor. İthalat için harcanan parayı üretime yönlendiriyor. Sonuç ortada. Aslında bu, gelecekteki büyük başarıların küçük bir duyurusu olarak düşünülebilir.