“MUFS, 2026’da alçak Dünya yörüngesine yerleştirilebilecek” “MUFS, 2026’da alçak Dünya yörüngesine yerleştirilebilecek”

“MUFS, 2026’da alçak Dünya yörüngesine yerleştirilebilecek”

“MUFS, 2026’da alçak Dünya yörüngesine yerleştirilebilecek”

18/10/2021 11:27

ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, MUFS projesi bittiğinde, 100 kg ve altındaki mikro uyduların, Alçak Dünya Yörüngesi’ne yerleştirilebileceğini, bunun için ise 2026’nın öngörüldüğünü söyledi
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 12. sayısında, ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci ile yapılan bir röportaja yer veriliyor.

Target dergisinin 12. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “MUFS, 2026’da Alçak Dünya Yörüngesi’ne Yerleştirilebilecek” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

“MUFS, 2026’DA ALÇAK DÜNYA YÖRÜNGESİ’NE YERLEŞTİRİLEBİLECEK”

Türk savunma sanayii, COVID-19 şartlarında dahi güçlenerek büyümesini sürdürüyor. Bu büyümenin ardında önemli bir güç olan Roketsan’ın da imzası var. Öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin roket ve füze ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1988 yılında kurulmuş olsa da Roketsan bugün, savunma sanayii alanında dünyanın en önemli şirketleri arasında gösteriliyor. Ürünlerini, dünyanın dört bir köşesine ihraç ediyor. Firma son olarak IDEF’21 Fuarı’nda dokuz yeni ürününü sergiledi. Tamamı Türk mühendislerinin imzası olan yerli ve milli projelerini görücüye çıkaran Roketsan, savunma sanayiinde dünya çapında ilgi odağı olmaya devam ediyor. Yurt içinde ve yurt dışında sahada başarısını kanıtlamış birçok ürününü ihraç eden Roketsan’ın Genel Müdürü Murat İkinci ile söyleşi yaptık. İhracat yapılanmasından MUFS Projesi’ne kadar pek çok konuyu masaya yatırdık.

2020’nin temmuz ayında göreve geldiniz. Sizinle beraber Roketsan nasıl bir yapılanma içine girdi? Yakın dönemde yeni planlarınız neler?

Roketsan kurulduğu 1988 yılından bu yana ülkemizin geleceği için özgün, güvenilir ve çığır açan roket ve füze çözümlerinin lideri olma vizyonuyla Türkiye’yi uluslararası arenada gururla temsil etmektedir. Bu minvalde yıllardır şanlı bayrağımızı Roketsan markasıyla yükseklere taşıyarak başarılara ulaşan şirketimizde bizim de görevimiz, teslim aldığımız bayrağı çok daha yukarılara taşıma konusunda sürekli olarak çalışmaktır. Ben de böylesine büyük vizyona sahip bir şirkette görev yapmaktan dolayı onur duyuyorum.

Roketsan olarak gelişen teknolojiler doğrultusunda Silahlı Kuvvetlerimiz ile dost ve müttefik ülkeler için kara, hava ve deniz ihtiyaçlarına yönelik yerli ve milli ürünler geliştiriyor; T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımız (SSB) öncülüğünde ülkemizi uzay ligine taşıyacak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Gücümüzü sadece yurt içindeki çalışmalarımızdan değil; dost ve müttefik ülkelere barış, huzur ve güven içinde yaşamaları maksadıyla ileri teknolojili savunma sistemleri ve mühimmat sağlamamızdan da alıyoruz. Biz, sadece roket ile füze tasarımı ve üretimi yapan bir şirket değiliz. Aynı zamanda yüksek teknoloji tasarlayan ve üreten 3 bin 500’ü aşkın çalışanıyla dev bir teknoloji ordusuyuz. Bugün pek çok ürünümüz daha deneme aşamasındayken bile farklı ülkelerden ilgi görmektedir.

En temel hedefimiz; ülkemizin ekonomik gücüne güç katan, katma değerli ürünlerimizi tamamen yerli ve milli imkânlarla geliştirmeye devam etmek, bu alanda dışa bağımlılığı sona erdirmek ve cephede görev yapan vatan evlatlarımızın hizmetine en son teknoloji sistemleri sunmaktır. Bunun yanı sıra bir ‘Teknoloji Merkezi’ olarak Türkiye’nin savunma ve uzay alanındaki kabiliyetlerine dünya çapında katkı sunmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda da tüm çalışma arkadaşlarımla beraber şeffaf bir yönetim ilkesi çerçevesinde ve büyük bir aile yapısıyla daha büyük başarılara imza atmak hedefiyle çalışmaya devam ediyoruz.

Roketsan’ın mevcut projelerinde son durum nedir? Yakın zamanda hangileri envantere dahil olacak?

Roketsan olarak 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF’21’e, her biri Türk mühendislerin imzasını taşıyan yepyeni ürünlerimizle katıldık. Fuarda ilk defa görücüye çıkan ürünlerimiz arasında MK-82 Genel Maksat Bombası’nın pilotun kontrolüyle hedefne ulaşmasını sağlayan LAÇİN Güdüm Kiti, Mini Akıllı Mühimmat ailemizin son üyesi MAM-T, SUNGUR Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sistemi, Türkiye’nin ilk milli ağır sınıf torpidosu AKYA, 324 milimetrelik ORKA torpidosu, pandemi döneminde üç ay gibi kısa bir sürede 122 mm ve 230 mm füzelere lazer arayıcı başlık kazandırılarak geliştirilen TRLG-122 ve TRLG-230 füzeleri, yeni nesil 40 milimetre bombaatar silahları kullanılarak atılabilen Lazer Güdümlü Mini Füze Sistemi METE, Yakın Hava Savunma Sistemi (YHSS) LEVENT ve Kara ATMACA Seyir Füzesi yer aldı.

Bunlardan Mini Akıllı Mühimmat ailemizin yeni ve en etkili üyesi MAM-T, denizaltılarımızın hayati öneme sahip milli ağır torpidosu AKYA ve ATMACA Seyir Füzesi’nin bu yılsonuna kadar envanterdeki yerini almasını hedefliyoruz.

Bunun yanı sıra birçok projemiz için de çalışmalarımız devam ediyor. Ürünlerimiz hakkındaki gelişmeleri kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.

Roketsan’ın geliştiricisi olduğu Mikro Uydu Fırlatma Sistemi Projesi kapsamında Türkiye, ilk kez 2018 yılında uzayın sınırını geçti. Proje şu an ne aşamada, 2025’te bitecek mi

Cumhurbaşkanımızın vizyonları ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımızın öncülüğünde 2012 yılında, ülkemizin uzaya bağımsız olarak erişmesi konusunda çalışmalar başlatıldı. 2015 yılında ise Roketsan’da,Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nin teşkilat yapısı kurularak, iki yıl gibi kısa bir sürede uzay teknolojilerinin denenmesi ve sistemlere uzay tarihçesi kazandırılması amacıyla bilimsel bir sonda roketi geliştirildi. 2017 yılında ise uzaya ilk kez bağımsız erişim sağlandı. 2018 yılındaki sonda roketi uçuş testlerinin de yüzde 100 başarı sağlanması ile kademe ayırma ve atmosfer dışında kontrollü uçuş gibi pek çok teknoloji kazanılmış oldu.

Cumhuriyetimizin 95’inci yılının kutlandığı 29 Ekim 2018 tarihinde ise Roketsan, Türkiye’nin uzaya bağımsız erişim yeteneğinin bir adım öteye taşınmasını hedefleyen Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS) Geliştirme Projesi’nin hayata geçirilmesi için T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından görevlendirildi.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 30 Ağustos 2020’de tüm milletimize bu müjdeleri verdiğimiz gün açılışı yapılan Uydu Fırlatma Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nde, aralarında MUFS dâhil olmak üzere, birçok yeni ve ileri teknoloji içeren sistem ve alt sistem geliştirme çalışmaları yürütülüyor.

MUFS projesi kapsamında, uzay teknolojilerinin denenmesi için geliştirilen dört adet Sonda Roketi’nin denemeleri de 29 Ekim 2020’de başarıyla tamamlandı. Bunlardan biri olan SR-0.1 sonda roketinin ilk prototipi, sıvı yakıtlı motor teknolojisiyle uzaya gönderildi. Gerçekleştirilen test atışında sonda roketi başarılı bir biçimde 136 kilometre irtifaya çıkarken; bilimsel araştırmaların yapılmasını sağlayacak faydalı yük kapsülünün uçuş esnasında ayrılma denemesi de başarıyla sonuçlandı. Bu başarılı test, MUFS Geliştirme Projesi’nin yörüngeye hassas yerleştirme ihtiyacını karşılaması planlanan sıvı yakıtlı roket motorlarının geliştirilmesine büyük bir katkı sağlarken; Türkiye’nin uzayda bilimsel çalışmalarına başlaması açısından da bir ilk oldu.

2023 yılında fırlatılması hedeflenen Sonda Roketi’nin, 300 kilometre irtifa üzerine 100 kilogramlık faydalı yükü çıkartma yeteneğine sahip, Mikro Uydu Fırlatma Aracı (MUFA) teknolojilerinin deneneceği bir platform olması planlanıyor. Diğer taraftan MUFA’nın birinci kademesinin yan motorlar ile desteklendiği ve daha yüksek kapasiteye (faydalı yük ve/veya yörünge irtifası) sahip bir MUFA konfigürasyonu için de çalışmalar hızlandırıldı.

Roketsan'ın Uydu Fırlatma Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nde yürütülen MUFS projesi bittiğinde, 100 kilogram ve altındaki mikro uydular, yüksekliği en az 400 kilometre olan Alçak Dünya Yörüngesi’ne yerleştirilebilecek. Bunun için ise 2026 tarihi öngörülüyor. Fırlatılması hedeflenen mikro uydu ile Türkiye, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu uydu fırlatma, test etme, üretme altyapısı ve üs kurma yeteneğine kavuşmuş olacak.

Roketsan savunma sanayii üzerinden Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sunuyor? Temel ihracat pazarlarınızı neresi oluşturuyor?

Savunma sanayiimiz hem yurt içindeki ekosisteme katkılarıyla hem de yurt dışına gerçekleştirdiği ihracatla ulusal ekonomimize önemli katkılar sunuyor.

Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği’nin (SaSaD) güncel verilerine baktığımızda 2020 yılında 8 milyar 856 milyon dolarlık bir cirodan ve 2 milyar 266 milyon dolarlık yurt dışı satış gelirinden bahsediyoruz. Türk savunma sanayiinin ülke ekonomisine sunduğu katkı her geçen dönemde artmaya da devam ediyor.

Roketsan olarak pandeminin küresel yıkıcı etkisi altında geçen 2020 yılında dahi hasılatımızı bir önceki yıla göre yüzde 36 oranında artırdık. Son beş yıllık ihracat rakamlarımızın tüm satışlarımıza oranı yüzde 16 oldu. 2021’de bu rakamın daha da üzerinde bir büyüme ile yılı kapatmak istiyoruz.

Roketsan hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli bir tedarikçi konumunda bulunuyor. Bununla doğru orantılı olarak millileştirme çalışmalarında çözüm ortaklarımızla birlikte ülkemizin büyük kabiliyetler kazanmasıyla ciddi ekonomik değerler de oluşmasını sağlıyoruz. Bu kapsamda 2020 yılında yurt içi satışlarımızın haricinde yüzde 22’sini ise yurt dışı satışlardan kazandık. Önümüzdeki yıllarda ihracatımızı daha da artırarak bu rakamı dengelemeyi hedefliyoruz.

Roketsan olarak biz de yurt içinde ekosisteme sunduğumuz katkıyla hem de gerçekleştirdiğimiz ihracatla ulusal ekonomimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.

Özellikle Orta Doğu ve Asya Pasifik pazarları ihracat stratejilerimizde önemli bir yer tutuyor. Bu bölgelerde birçok ürün ve sistemimizin bölge ülkelerinin silahlı kuvvetlerine güç katacağını düşünüyoruz. Özetle tüm dünyada olduğu gibi Orta Doğu ve Asya Pasifk’te de Roketsan olarak dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetleri için çözümler üretmeye ve iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Bu kapsamda söz konusu ülkelerin teknoloji transferi ve yerel ortaklık tekliflerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hassasiyetle değerlendirip gerekli adımları atma konusunda birlikte hareket edebileceğiz.

Türk savunma sanayiini global projeksiyon içinde nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de, özellikle 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından başlayan ambargolar dönemiyle birlikte yerli ve milli savunma sanayiinin bugünkü sağlam temelleri atıldı. Günümüzde ise bu ambargolar farklı nedenlerle Türkiye’ye karşı uygulanıyor. Aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz (TSK) ve güvenlik güçlerimiz vatan savunmasını sağlamak için mücadele veriyor.

Türkiye, son dönemde başlattığı Milli Teknoloji Hamlesi ile TSK ve güvenlik güçlerimizin ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılamak için önemli bir atak yaptı. Özellikle savunma ve havacılık sanayiinde son yıllarda yapılan yatırımlara ve sonucunda ortaya çıkan yerli ve milli ürünlere, her geçen gün yenileri ekleniyor.

Türkiye’nin önünü ambargolarla kesmeye çalışanlara karşı başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yöneticilerimizin sağlam duruşuyla yakalanan bu başarı dünyaya da önemli bir mesaj veriyor. Bugün artık sadece yurt içinde değil, dünyanın farklı coğrafyalarında da Türk savunma sanayiinin geliştirdiği ürün ve sistemleri, sahada aktif rol alırken görmek mümkün. Roketsan’ın da yenilikçi bir yaklaşımla geliştirdiği ürün ve sistemleri ile bu konuda büyük katkıları olduğunu düşünüyoruz.

“TEKNOPARK İSTANBUL’DA ALAN TAHSİSİMİZ YAPILDI”

Teknopark İstanbul’da stratejik öneme haiz çalışmaları da yürüttüğümüz birimlerimiz mevcut. Bunun dışında T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’mıza (SSB) ait olan Teknopark İstanbul yönetimindeki arazide Roketsan’a alan tahsisi yapılmıştır. İstanbul hem insan kaynağı olarak hem de dünya pazarından etki alan vizyonuyla birlikte büyük bir potansiyel arz ediyor. Roketsan olarak biz de bu potansiyeli Teknopark İstanbul’da açtığımız kapıyla önümüzdeki günlerde daha da geniş bir şekilde değerlendirmeye başlayacağız.