MÜRGEMER, projelerin ürüne dönüşmesini sağlıyor MÜRGEMER, projelerin ürüne dönüşmesini sağlıyor

MÜRGEMER, projelerin ürüne dönüşmesini sağlıyor

MÜRGEMER, projelerin ürüne dönüşmesini sağlıyor

03/03/2020 11:09

MÜRGEMER Proje Yöneticisi Dr. Selim Hartomacıoğlu, “Merkezimiz, üniversite-sanayi-kamu iş birliği çerçevesinde önemli bir rol oynuyor." dedi.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 5. sayısında, Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi (MÜRGEMER) Proje Yöneticisi Dr. Selim Hartomacıoğlu’nun MÜRGEMER projesinin süreci ve yarattığı katma değerle ilgili görüşlerine ele alınıyor.

Target dergisinin 5. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “MÜRGEMER, Projelerin Ürüne Dönüşmesini Sağlıyor” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle Teknopark İstanbul’da geçen yıl kurulan Marmara Üniversitesi Ürün Geliştirme Merkezi (MÜRGEMER), firmalara ürün geliştirme konusunda destek olarak, projelerinin ürüne dönüştürülmesini sağlıyor. MÜRGEMER Proje Yöneticisi Dr. Selim Hartomacıoğlu, “Merkezimiz, üniversite-sanayi-kamu iş birliği çerçevesinde önemli bir rol oynuyor. Firmaların projelerinin, akademisyenlerin danışmanlığında ürüne dönüştürülmesini sağlıyoruz” diyor. Dr. Hartomacıoğlu ile MÜRGEMER projesinin sürecini ve yarattığı katma değeri konuştuk.

MÜRGEMER projesi hangi misyonla hayata geçirildi?

Uluslararası inovasyon indekslerine baktığınızda, Türkiye’deki firmaların ürün geliştirme performanslarının düşük olduğunu görürsünüz. Biz de buradan hareketle, Marmara Üniversitesi İnovasyon Teknoloji Transfer Ofisi (MİTTO) desteği ile önce Teknopark İstanbul sonra da Saha İstanbul ile görüştük. Görüşmeler sonucunda üniversite dışında, doğrudan firmalarla iç içe, yani yerinde bir merkez kurma fikri ortaya çıktı. İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA), 2018 yılında Yenilikçi, Yaratıcı Mali Destek Programı başlıklı bir proje çağrısı yaptı. Bu projeye başvurduk ve değerlendirme süreçlerinden geçerek kabul gördük. Buradaki temel amacımız, firmaların ürün geliştirme süreçlerini iyileştirmek ve onlara bu konuda yardım etmekti. Üniversitelerde ve firmalarda üretilen bilgi, ilk önce teknolojiye daha sonra da ürüne dönüşüyor. Biz bu sürecin sağlıklı işlemesi konusunda destek oluyoruz.

Yani ilk planda Ar-Ge, ikinci planda UR-GE mi?

Aslında biz işin Ur-Ge tarafındayız. Firmalar, üniversitede Ar-Ge çalışmaları yürütmeye başladı ve bu çalışmalar sonucu teknolojiler de ortaya çıkıyor. Bizim buradaki amacımız ise mevcut teknolojileri kullanarak projeleri ürüne dönüştürmek. Bu konuda, eş zamanlı mühendislik yöntemi, sıralı klasik ürün geliştirme yöntemi, proaktif ürün geliştirme, reaktif ürün geliştirme gibi birçok yöntem var. Bu yöntemler kullanılmadığı için yani UR-GE disiplini devre dışı bırakıldığı için alınan desteklerin çoğu süreçlerde tıkanma yaşıyor. Çünkü ürün geliştirme sadece teknik bir şey değil, fikirden ticarileştirmeye kadar olan; pazar araştırması, maliyet analizleri, ürünün pazara çıkması ve çıktıktan sonraki kısımlarını takip eden bir süreç. Biz endüstriyel ürün geliştirme noktasına odaklandık ve bu maksatla kurulduk. Temel hedefimiz, ürün geliştirme kültüründe bir farkındalık oluşturmak ve bu kültürü yaygınlaştırmak. Bunun için de merkezimizde üniversite sanayi iş birliği çerçevesinde ürün geliştirmek ve yine ürün geliştirme alanında eğitim sağlamak istiyoruz. Günümüzde, ürünün prototipini üretmeden bilgisayar ortamında baştan sona bütün tasarımlarını yapabildiğiniz, bilgisayarla bütünleşik ürün geliştirme teknolojisi ön planda. Biz de bu yeni teknolojiler ışığında bilgisayar destekli ürün geliştiriyoruz.

Firmalar hangi aşamada size geliyor?

Biz aslında ürün geliştirme noktasında hizmet veriyoruz. Firmalar bizden, fikirden ticarileşmeye kadar ihtiyaç duydukları alanlarda destek isteyebildiği gibi bize, bir proje ile gelip bu projeyi geliştirmemizi de isteyebiliyorlar. Bazı firmalar, zaten belli olan süreçleri üzerine sadece eğitim kısmındaki eksiklikleri için destek istiyor. Firmalar, mevcut ürünlerini iyileştirmek, ürünlerindeki hataları çözmek ya da yeni ürün geliştireceği zaman bizden destek isteyebiliyor. Bu süreçlerde de firmalara yardımcı oluyoruz. Çoğu firmanın üretim altyapısı olduğu için prototip üretimi konusunda firmalar kendi alt yapısını kullanıyor. MÜRGEMER sadece geliştirme boyutunda kalıyor.

Uzman desteğini ekibiniz içinden mi yoksa üniversiteden mi sağlıyorsunuz?

Burada, benim proje yöneticisi olduğum altı kişiden oluşan bir ekip var. Bir proje geldiğinde üniversiteden o alana uygun danışman desteği alıyoruz. Projelerde, merkez ekibimiz, danışman ve firma çalışanları ile beraber çalışıyoruz. İş modelimizi bu şekilde oluşturduk. Burada firmaların geliştirme ekibiyle beraber daha etkin çalışma yürütmek istiyoruz.

Benzer yapılar diğer teknoparklarda da oluşmaya başladı mı?

Gebze Teknik Üniversitesi’nin Teknopark’ı, bizden de destek alarak “Tasarım Odaklı Prototip Geliştirme Merkezi’ adında yeni bir proje oluşturdu ve Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA)’dan destek aldı. Buradaki temel mantık şu; firmalar üniversitelere gelerek, danışmanlık hizmeti istiyorlar fakat burada asıl istekleri danışmanlıktan ziyade işin yapılması. Bunun için hem bir vakit hem de büyük bir altyapı gerekli, ama hocalarımızın ne böyle bir altyapıları ne de bu işe ayıracak vakitleri var. Özellikle çoğu KOBİ’nin ürün geliştirme ekibi bulunmuyor. Bu gibi durumlarda biz devreye giriyoruz ve böylece aslında KOBİ’leri de yatırım maliyetlerinden kurtarmış oluyoruz.

MÜRGEMER ne kadarlık bir maliyetle kuruldu? Şu ana kadar ne gibi bir katma değer yarattı?

Buranın bütçesi toplam 2 milyon TL. Yüzde 75’ini İSTKA, kalan yüzde 25’ini de Marmara Üniversitesi karşıladı. Teknopark İstanbul da ücretsiz olarak bize yer ve altyapı imkânı sundu. İSTKA tarafından desteklendiği için bizim burada vermiş olduğumuz tüm destekler proje kapsamında ücretsiz olarak veriliyor. Projenin biteceği Mart 2020’ye kadar da ücretsiz olarak devam edecek. Merkezimizin sağladığı çok yönlü avantajlar var. Bu sebeple yeni projeler ile burayı desteklemeye devam edeceğiz. Piyasanın içinde bulunuyoruz. Bir amacımız da insan kaynağı olarak, yüksek lisans ve doktora öğrencilerini kullanarak, firmalar ile burada iş birliği yapmak. Üniversite-Sanayi-Kamu İş Birliği Modeli ile ortaya güzel işler çıkarmayı hedefliyoruz.

Şu ana kadar elde ettiğiniz somut çıktılar var mı?

Proje ile 139 firmaya eğitim desteği sağladık. Eğitimlerimize şu ana kadar 779 kişi katıldı. Seminerlerimize katılan kişi sayısı ise 350’nin üzerinde. Proje ile 27 firmaya teknik destek sağladık. Merkez kaynak israfının da önüne geçiyor. Projelerin ürüne dönüştürülmesi için alınan destekler, bir noktaya geldiğinde tıkanabiliyordu. Bu şekilde ürüne dönüşmesini sağladığımız projeler oldu. Örneğin ürünü az çok geliştirmiş fakat tasarım doğrulama yapmadıkları için yurt dışına gitmek zorunda kalan firmalar olabiliyor. Bize bu sıkıntıları yaşamış firmaların geldiği oldu. Biz, bilgisayar destekli, bütünleşik ve analitik çözümlerle ürünlerin geliştirme sürecini sağlayabiliyoruz. Bilgisayar destekli tasarım yazılımları ile ürünlerin üç boyutlu modellerini tasarlıyoruz. Yine tersine mühendislik alt yapımız ile mevcut ürünlerin CAD modellerini oluşturabiliyoruz. Bir diğer önemli nokta da, sadece birkaç proje geliştiren firmaları ilave cihaz maliyetinden kurtarıyoruz.

MÜRGEMER açıldıktan sonra Teknopark İstanbul firmalarının ilgisi nasıl oldu?

Merkezimiz, Teknopark İstanbul’daki firmalar tarafından oldukça ilgi gördü. Teknoparktaki firmaların bir kısmı hizmetlerimizden yararlandı ve çalışmalar devam etmektedir. Birkaç teknopark kümesiyle birebir de çalıştık. Kuluçka firmalarına prototip ve ürün geliştirme alanlarında çok fazla destek verdik. Bizim montaj ekipmanlarımızı ve atölyelerimizi kullanan firmalar oldu. Eğitimlerimizin gördüğü talep bizi mutlu ediyor. Yeni projelerle merkezimizi devam ettirip firmalarımıza hizmetler sağlayacağız. Bütün firmalarımıza kapımız açıktır.