Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, TUSAŞ MAG’e konuştu Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, TUSAŞ MAG’e konuştu

Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, TUSAŞ MAG’e konuştu

Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, TUSAŞ MAG’e konuştu

14/12/2022 15:10

TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, 2022 yılına ve 2023 hedeflerine ilişkin değerlendirmelerini TUSAŞ MAG dergisi ile paylaştı
BU HABERİ
PAYLAŞ

TUSAŞ tarafından 2 ayda bir yayımlanan “TUSAŞ MAG” dergisinin 130. sayısında TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rafet Bozdoğan ile yapılan röportaja yer veriliyor.

“Bu Başarının Altında Büyük Bir Birliktelik Var”   başlıklı röportajda Prof. Dr. Rafet Bozdoğan, TUSAŞ’ın 2022 yılındaki başarılarını ve gelecekteki hedeflerini değerlendiriyor:

“BU BAŞARININ ALTINDA BÜYÜK BİR BİRLİKTELİK VAR”

Geçmişte imza attığınız birçok başarı ve hayata geçirdiğiniz pek çok ilk bulunuyor. Bu başarıları sizden dinleyebilir miyiz?

İş hayatıma akademik alanda başladım, üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştım. İngiltere’nin Birmingham Üniversitesinde uçak yapı ve malzemeleri alanında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladım. Ardından, 1992 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (ITÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi bünyesinde yardımcı doçent olarak yer aldım. Benim akademik alandaki en büyük başarım ilk defa bir mühendislik fakültesinde yoklama almadan öğrencilerin yüzde 80 üzerinde oranla derse katılımlarını sağlamak oldu. Öğrencilerin derse zorla katılmalarını değil, isteyerek yer almalarını, mühendisliği sevmelerini sağladım. Bunu, en büyük başarım olarak görüyorum.

Uzun süre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bürokrat olarak görev yaptım. İstanbul’un ulaşım problemlerini çözmek üzere sekiz yıl kadar ulaşım bilimlerini yönettim. Problemleri noktasal çözmek yerine bütünsel bir yaklaşımla tüm kentin mevcut planlarını ve gelecek ihtiyaçlarını da göz önüne alarak çalıştık. O yıllarda İstanbul’un ulaşım altyapısı için neler yapılmalı, nerelerde yapılmalı ve hangi türden bir ulaşım sistemi olması gerektiğini kararlaştırdık ve bu sistemi bütünüyle hayata geçirdik. Ulaşım ve trafik verilerini radyolardan aktarmaya başladık. İstanbulluların önce bilgisayarlardan, şimdi ise cep telefonlarından bu verilere ulaşabilmelerini sağladık. Mega projelerin çoğu bizim dönemimizde başladı. Devlet yetkililerimizle birlikte ortak projeler geliştirdik, 2023 ve 2035 olmak üzere kısa, orta ve uzun vade hedeflerini belirledik. İstanbul’un gelişimine önemli katkılar sağladık.

Daha sonra Yalova Üniversitesinin kuruluşuna davet edildim ve 2010 yılında Yalova Üniversitesine katıldım. 11 yıl boyunca Müdürlük, Dekanlık, Rektör Yardımcılığı ve Rektör Vekilliği gibi çeşitli görevlerde bulundum. İmkânlarımız az olmasına rağmen yaşanan tüm problemleri çözdük, arazisinden kampüsünün her detayına kadar ilgilendik ve üniversite yapısını tek yerde topladık. Altı yıl Dekan, iki yıl Müdür, bir yıl kadar Rektör Yardımcılığı ve Rektör Vekilliği gibi idari görevleri üstlendim. Üniversiteye birçok yenilik getirdik. Bu süreçte misyon belirlemiştik, dünyada yeni gelişen akımları takip ettik, yeni alanlarda gerekli eğitimlerin verilmesini sağladık. Enerji, Polimer, Ulaştırma ve Proses Mühendisliği gibi bölümleri açtık.

Sonrasında, Savunma Sanayii Başkanlığımızın (SSB) talebi üzerine önce TEI yönetim kurulu üyeliğine davet edildim, beş yıl görev yaptım. Yaklaşık iki buçuk senedir de Türk Havacılık Uzay Sanayii Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyorum.

2020 yılında dünyayı etkisi altına alan pandemi dönemine rağmen son iki yıldır Şirketimizde, sizin de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığınız bu süreçte birçok gelişme yaşandı. Bu başarıyı elde etmek için izlenen yolu, sektördeki durağanlığa rağmen Şirketimizin bu ivmeyi yakalamak için benimsediği vizyonu öğrenebilir miyiz?

Göreve başladığımda pandemi nedeniyle dünyada olduğu gibi Şirketimiz de sıkıntılı bir dönem yaşanıyordu. Projelerimizin önemli kısmını SSB tarafından desteklenenler oluştururken bir yandan da uluslararası şirketlere parça ve komponent üretimi gerçekleştirilmekteydi. Dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle finansal akış azalmaya doğru gidiyordu. Bazı projeler başlamıştı ve finansal durumlar nedeniyle bu projelerin durma ihtimalleri konuşuluyordu. Fakat krizler, her zaman ticarette şirketlere zarar verebildiği gibi fırsatlar da oluşturabiliyor, bu krizi nasıl yönettiğinize bağlıdır. Göreve başladığımda birbiriyle iyi anlaşan ve iyi çalışan bir yönetim kurulu oluşmuştu. Genel Müdürümüz Sayın Prof. Dr. Temel Kotil de bu yapının bir parçası oldu. Biz, yönetim kurulu olarak pandeminin negatif etkileri nedeniyle ya bazı yatırımları durduracaktık ya da risk alıp gerekirse borçlanarak, SSB’nin desteklerini alıp, bu projelere devam edecektik. Tehlikeli bir dönemde, riskli bir karar aldık. Yönetim kurulu olarak hem kendi içimizde hem de SSB ile istişare ettik. SSB’nin de desteğini aldık. Birçok önemli projemizi hız kesmeden devam ettirmeye karar verdik. Böylece Yönetim Kurulumuzun cesaretiyle gerekirse borçlanarak projelerimizi durdurmamaya ve büyümeye devam etmeye karar vermiş olduk. Bugün geldiğimiz noktada ise görüyoruz ki iyi ki bu kararları almışız.

Şirketimiz, 2022 yılını Türk milletine yaşattığı gururlarla birlikte ardında bırakmak üzere. 2022 yılını değerlendirir misiniz? Şirketimiz 2022 yılını sizce nasıl tamamlıyor?

Pandemi bizim için büyük bir eşikti. Özellikle havacılık sektörü bu durumdan fazlasıyla etkilendi. Sivil havacılık sektörü daha da zorlandı. Sivil havacılık firmaları için ürettiğimiz yapısal parçalar için gelen taleplerde düşüş yaşandı.

Diğer projelerde birkaç yıl süren yoğun çalışma dönemi sonunda, Milli Muharip Uçak’ın (MMU) hangarından çıkacağını, HÜRJET uçağı ile ATAK II helikopterinin uçuş yapacağını görmüş olduk. Diğer taraftan insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçlarına (SİHA) yönelik taleplerin artacağını görmek bizi daha da teşvik etti. Bunlar ile beraber Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine dâhil etmeyi planladığımız, sertifikası alınan HÜRKUŞ uçağı için Afrika ülkelerinden talep gelmesi bize büyük bir heyecan yaşattı. Ardından, HÜRJET’e benzer uluslararası ihaleler yayımlandı, onlara katılmaya başladık. Tunus ve Kazakistan’la üçer adet İHA, Filipinler’le altı adet helikopterimiz için ihracat sözleşmesi imzaladık. Satışlar hızlanmaya başlayınca “Bunu üretebiliyor ve satıyoruz, üretime son sürat devam edelim,” dedik ve projeler için yeni hedefler belirleyerek gelecek seneki üretimleri bu seneden planladık. Bugün de aynı duyguyla devam ediyoruz.

2022 yılında tünelin ucu iyice göründü, sadece biraz daha zamana ihtiyaç var.

İmzaları atılan ihracatların hem Şirketimize hem de ülkemizin geleceğine sağlayacağı katkılar nelerdir?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yönlendirmeleri ve kararlılığıyla başlatılan özgün ürün geliştirme yolculuğunda 20 senede savunma sanayisinde büyük bir başarı elde edildi. Hükümetimizin ve devlet yetkililerimizin dünyadaki gücünün de etkisiyle şimdi savunma sanayi ihracatlarıyla kamuoyunda büyük bir yankı uyandırıyoruz.

İhracatlar, Şirketimizin finansal ihtiyaçlarını karşılayarak, kâr payımızı artıracaktır. Ülke adına ise savunma sanayisinde kritik bir eşiği aşmış olacağız. Artık satın alan ve kullanan değil, satan bir ülke hâline geleceğiz. TSK’nın ihtiyaçlarını artık amasız ve ambargoları yaşamayarak karşılayabileceğiz. Burası TSK’nın bir şirketi olup, TSK’nın bir nevi arka bahçesidir, ülkemizin her ihtiyacını karşılamak için hazırız. Ülke, Millet ve Devlet olarak dış alım baskısı artık üzerimizden kalkmış olacaktır.

2023’te kuruluşunun 50’nci, Türkiye Cumhuriyeti’nin ise 100’üncü yılını coşkuyla kutlayacak olan Şirketimiz, havacılık sektöründe de yeni bir devrin kapılarını aralamaya hazırlanıyor. Hangarından çıkacak MMU ile ilk uçuşlarını gerçekleştirecek olan ATAK II ve HÜRJET için devam eden çalışmalarda hangi aşamaya gelindi?

2023 yılına dair belirlenen bu büyük hedefler ancak biz “Çılgın Türkler”e yakışır. Hem bir eğitimci hem de sanayici olarak şunu söyleyebilirim ki tasarımına iki, üç yıl önce başladığınız bir hava aracını kısa sürede montajını yapıp, test edip, uçuramazsınız. Ama biz devletimiz ve ilgili kurumlarımızın desteği ile bunu yaptık. Tasarlıyorsunuz, tasarımı donduruyorsunuz, binlerce parçayı üretiyorsunuz, monte ediyorsunuz, motorunu takıyorsunuz, hangardan çıkarıyorsunuz ve yer testlerine başlıyorsunuz. Gelişmiş ülkelerde bu tür projeler minimum 20-30 yıl arasında tamamlanır. Kaldı ki onların 70 yıldan fazla bir uçak geliştirme altyapılarına olmasına rağmen... Biz, Millî Savunma Bakanlığı (MSB), SSB, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV), TSK ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların desteği ile büyük bir cesaretle bu işe girdik ve seneye inşallah başarımızla bu cesareti taçlandıracağız.

Şu anda iki adet HÜRJET’in üretimi devam ediyor. Prototiplerden biri ilk uçuşu gerçekleştirecek, diğeri testlerimizde kullanılacak. Uçaklar, yapısal anlamda büyük oranda tamamlandı. Yakında iniş takımları ve motoru takılacak ve çalıştırılacak. MMU’daysa komponentler birleştirilerek özel bir törenle nihai montaj hattına taşımayı planlıyoruz. ATAK II için montaj çalışmaları devam ediyor.

Uzay alanında gerçekleştirdiğimiz çalışmaların sonucu olarak TÜRKSAT 6A, 2023’te devreye girecek. GÖKTÜRK yenileme projemiz ve Small GEO (küçük uydu sistemleri) alanında hem görüntü uyduları hem de haberleşme uydularına yönelik faaliyetlerimiz sürdürülüyor.

18 Mart 2023 tarihinde sektördeki konumunu çok daha yukarılara taşıyacak olan Şirketimizin bu başarısının ardından Türkiye’yi, havacılık ve savunma sanayi sektöründe sizce nasıl bir gelecek bekliyor? Şirketimizin 18 Mart 2023 tarihinden sonra hedefleri nelerdir?

18 Mart 2023 tarihinde gerçekleşeceğini vadettiğimiz projelerin ardından, tabii ki bir sonraki hedeflerimize hükümetimiz karar verecektir. 2023 yılının ardından, ürünlerimizin seri ürünlerimizin test çalışmaları ve akabinde seri üretime dönüştürülmesine, TSK’nın ihtiyacının karşılanmasına ve uluslararası alanda ticari bir anlam kazanmasına odaklanacağız. Seri üretim ve ticari faaliyetlere yönelirken, üretimimiz hızla devam edecek. Personelimiz ve makinelerimiz durmaksızın çalışacak, iki olan vardiyamız ihtiyaca göre üçe çıkacaktır.

2023, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü, Şirketimizin 50’nci yıl dönümüne sahne olacağı için heyecan dolu geçecek. Birçok ürünümüz gözle görülebilir, anlaşılabilir, seçilebilir hâle gelecektir. 2023’ten sonra bizi çok daha yoğun, çok daha hızlı bir takvim bekliyor. Bunları süratle sisteme entegre edeceğiz. Muazzam bir iş paketimiz, muazzam bir ürün yelpazemiz söz konusudur.

Türk Havacılık Uzay Sanayii ailesi günden güne büyümekte ve Türkiye’nin sektörde ihtiyaç duyduğu insan kaynağını da yetiştirmektedir. Türk Havacılık Uzay Sanayii ailesinin son yıllarda elde ettiği başarıların arkasındaki nedenleri ve yetişen insan kaynağının geleceğe etkilerini değerlendirir misiniz?

Sektörümüze yönelik insan kaynağının yetiştirildiği en önemli istasyon burasıdır. Şirketimiz, gelecekte ihtiyaç duyulacak insan kaynağını şimdiden yetiştiriyor. Proje adedi ve ürün yelpazemize kıyasla tecrübe katsayımız düşük, yeni arkadaşların sayısı fazla... Ancak, bu arkadaşlar tecrübeli ekiple beraber şu anda MMU’yu üretiyor. Arkadaşlarımıza inanıyoruz, “Başkaları yapmışsa biz de daha iyisini yaparız,” diyorlar. Biz, personel alımı yaparken gelecekteki güçlü Türkiye’yi düşünerek ilerliyoruz. Bu nedenle personelimiz yarın bizlerin bile hayal edemeyeceği projeleri gerçekleştirmek için Türk Havacılık Uzay Sanayii gibi büyük bir ailede yer almanın gururunu yaşıyor. Yetişen insan kaynağımız, Türkiye’nin ilklerine tanıklık ederek yarının tecrübesini bugün, burada alın terleriyle elde ediyorlar.

Bu şirket, eşi benzeri dünyada görülmemiş bir anlayışla 2023’e damga vurmayı hedefliyor. Şu an genç arkadaşlarımızla yolumuza devam ediyoruz. Bu arkadaşlarımız cesur, çalışkan, gayretli, inançlı ve azimli… Tüm bunlara sahip olan ve bu duyguları kaybetmeyen çalışma arkadaşlarımızdır. Yeri geliyor, gece gündüz çalışıyorlar. Dolayısıyla burada büyük bir sinerji yani, bereket var. Gelişmiş ülkelerdeki şirketlerde hem tecrübe ve hem de çalışan insan kaynağı sayısı bizim yaklaşık 10 katımızdır. Tecrübe ve sayıca az olmamıza rağmen bu birlikteliğin başarıda büyük bir payı olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye’nin gökyüzündeki geleceğini inşa eden Türk Havacılık Uzay Sanayii ailesine neler söylemek istersiniz?

Dünyada var olan konjonktür her an hazır olmayı gerektiriyor. Günümüzde akıllı sistemler nedeniyle bir düğmeye basarak birçok şey yapılabiliyor. Bütün insanlık, ülkesi ve kendisi için artık tetikte olmalıdır. Bizim coğrafyamızda ise her an hazır olmak gerekiyor, ülkemizi ve milletimizi savunmak için tetikte olmak daha da büyük bir önem arz ediyor. Türkiye’nin gücünü artırmak için Şirketimizde gecesini gündüzüne katan çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın vatanseverliği, ülkesine ve bu aileye olan bağlılıkları sayesinde 2023 hedeflerimizi gerçekleştireceğimize inanıyor ve geleceğe daha büyük bir inançla bakıyoruz.

Şirketimizden ayrılan tüm çalışma arkadaşlarımız ekosisteme ve bu millete katkı sağlamayı sürdürüyor. Şartları sağlayan genç arkadaşlarımızı istihdam etmeye devam ediyoruz.

Bu vesile ile bize destek veren tüm amirlerimize, kurum ve kuruluşlarımıza ve çalışma arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz.

Tünelin ucu göründü, yarınlar bizimdir inşallah…