Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ MAG’e konuştu Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ MAG’e konuştu

Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ MAG’e konuştu

Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ MAG’e konuştu

29/08/2022 11:21

TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ’ın 49 yılını ve 2023 hedeflerini anlattı
BU HABERİ
PAYLAŞ

TUSAŞ tarafından 2 ayda bir yayımlanan “TUSAŞ MAG” dergisinin 128. sayısında TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil ile yapılan röportaja yer veriliyor.

TUSAŞ MAG dergisinin 128. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Gelecek, Gençlerimizin Omuzlarında Yükselecek” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

GELECEK, GENÇLERİMİZİN OMUZLARINDA YÜKSELECEK

Şirketimizin kuruluş yıl dönümü coşkuyla kutlanırken, Yönetim Kurulu Üyemiz ve Genel Müdürümüz Prof. Dr. Temel Kotil, hem geride bıraktığımız hem de önümüzdeki 49 yıla dair açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz aylarda 2’nci kez “Yılın Bürokratı” seçilen Genel Müdürümüzle ihracat başarısını, 49 yıllık büyük yolculuğumuzu, 2023 hedeflerimizi ve Şirketimizin geleceğini konuştuk.

Şirketimizin kuruluşunun 49. Yılını coşkuyla kutladık. 49 yıllık serüvenimiz ve bu büyük aileyi bir araya getiren yıl dönümü etkinliklerimiz hakkında neler söylemek istersiniz?

Bundan 49 yıl önce orta okuldaydım. Kıbrıs Barış Harekâtı’nı çok iyi hatırlıyorum, şehit olan tanıdıklarım da vardı. İstanbul’da ışıkları kapatır, bu sayede Yunan jetlerinden kaçtığımızı düşünürdük. Aradan yaklaşık yarım asır geçti.

49 yıl deyince benim aklıma ilk önce önümüzdeki 49 yıl geliyor. Son tanıtım filmimizde “Gelecek nasıl olacak bilmiyoruz ama nerede olacak biliyoruz,” demiştik. Eminiz ki, 49 yıl sonra gelecek burada, Türk Havacılık Uzay Sanayii'de olacak. Şirketimiz, dünyadaki yerini güçlendirerek, faaliyetlerini daha da artıracak, en iyi savunma sanayi şirketi olacak, tüm bunlar şu anki tahminler doğrultusunda ufukta görünüyor. Bu ülke çok daha güzel şeyler görecek.

49. yıl dönümü etkinliklerimizde büyük bir coşku ve heyecan yaşadık. Gözüme çarpan şey ise genç arkadaşlarımdı. O kadar çok genç arkadaşımız vardı ki… Önümüzdeki 49 yıl şu an Şirketimizde görev yapan bu genç arkadaşlarımızın omuzlarında yükselecek.

Ardımızda bıraktığımız pandemi döneminin etkileri tüm dünyada hâlâ devam ediyor. Bu olumsuz etkilere rağmen Şirketimiz, büyük başarılarla, gerçekleştirilen ihracatlarla adından söz ettiriyor. Bu başarı ve bu başarı için izlenilen yol hakkında görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Eğer problem global ise aslında bir problem yok demektir. Var olan problem herkeste aynı etkiyi yaratıyordur. Bu gibi zamanlarda şirketlerin yatırımlarını azaltmamaları ve yollarını değiştirmemeleri gerekiyor. Son iki yıl hepimizin korktuğu bir dönemdi. Ama herkesi etkileyen krizlerde geri adım atmamak lazım. Dev şirketler eleman çıkararak, üretimlerini durdurdular. Personel sayıları yarı yarıya azaldı. Bizse tam tersi şekilde büyümeye devam ettik. İyi ki hızımızı kesmedik. Şimdi ihracatlarla ülkemize katkı sağlamaya devam ediyoruz.

Şirketimiz yine pandemi döneminde büyümeye, gelişmeye ve yeni tesisleri bünyesine kazandırmaya da devam etti. Bu büyümeyi, yeni tesis ve açılan ofislerimizin geleceğe nasıl etki edeceğini anlatır mısınız?

Meyve ağacı dikildikten beş yıl sonra meyve verir. Siz, ilk meyveyi alabilmek için beş yıl beklemek zorundasınız. Ağacı meyve vermiyor diye kesemezsiniz. Ağaç dikip beş sene beklemeden ağaç dikmeye devam ederseniz de beş yılın ardından ilk meyveleri alır, 10’uncu yılda ise doyuma erişirsiniz. Bu çarpan etkisidir. Bizim tüm yatırımlarımız olması gereken şekilde, bir meyve ağacı gibi… Tesislerimiz, çalışma arkadaşlarımız, üretimlerimiz, ürünlerimiz ve projelerimiz... İlk yılda diktiğimiz her şey bizlere geri dönüyor. Biz, eksponansiyel bir büyüme yaşıyoruz. Bu süreçte iki şey ortaya çıkıyor. İlki karmaşa, her gün yeni bir şeyler oluyor. Çok ağaç dikersen çok ses, çok farklı görüş ortaya çıkıyor. Getirdiği gerçek sonuç ise zamanla ortaya çıkıyor. İşte, açılan bu ofislerimiz ve tesislerimiz kısa sürede bizlere pek çok meyveyi aynı anda sunacaklar.

Yönetici arkadaşlarıma bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum. İzinlerinin bir ayını pandemi döneminde kullanmadılar. Çalışma arkadaşlarımız da vardiyalı sistemle görevlerini yerine getirdiler. Bu süreçteki çalışmalar ailemizin ülkemize olan katkısıydı. Bu büyük bir duruştu, özveriydi. İşte, diktiğimiz ağaç meyvelerini veriyor. İhracat patlaması yaşıyor, dur durak bilmiyoruz

İnsansız Hava Aracı ANKA’nın ardından geçtiğimiz günlerde T129 ATAK’ı da ihraç eden Şirketimizin bu başarısı hem de yaşanan gelişmeler Şirketimize ve ülkemize ne gibi faydalar sağlayacak?

Savunma sanayisinde şu an büyük gelişmeler var. Yakın zaman önce Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği Başkanı oldum. Bu yıl, yüzde 50 büyüme beklentisi var. Yıl sonunda ülkemizin 4 milyar Amerikan Doları ihracat yapabileceği öngörülüyor. Birden başlayıp, dörde gelen bir rakamdan bahsediyoruz. Bir şey yüzde 20’den daha fazla ve ardışık büyüyorsa çok iyi yerlere gelecek demektir. ANKA’ya çok ihtiyacımız var. T129 ATAK çok marifetli bir helikopter. GÖKBEY ihracata hazırlanıyor. HÜRJET ihalelere katıldı. Bizim ağaçlarımız bunlardır. HÜRKUŞ, ANKA, GÖKBEY AKSUNGUR, MMU, uydularımız… Henüz 2’nci 49 yıl gelmeden Şirketimiz tüm dünyaya bu meyveler ve daha fazlasıyla “Ben buradayım!” diyecek.

Birçok fuara katılarak, açtığımız her stantta neredeyse bir yeniliğe imza atıyoruz. 2022 yılında hızlı başlayan ve birçok fuara katılım sağlayarak tüm dünyaya ürünlerini tanıtmaya devam eden Şirketimiz, diğer ülkelerde nasıl karşılanıyor? Bu fuarların Şirketimize sağladığı katkılar nelerdir?

Dünya bizi yakından takip ediyor ve hayranlıkla izliyor ama bunu anlatmaya ihtiyacımız yok. Dünya şu an sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Bu da savunma konusunu ön plana çıkarmış durumda. Pandemiden çıkışın etkileri çok büyük. Savunmaya maalesef ki daha büyük bütçeler ayrılacak. Türkiye, son yıllarda bu konuda hızla ilerledi. Kendi ihtiyacını karşılarken dünyaya örnek oldu. Baykar Teknoloji frmasını bu konuda en başta yazmak lazım. Çok güzel işler yapılıyor. Rahmetli Özdemir Bayraktar’ın ardından, Selçuk Bayraktar ile Haluk Bayraktar başarılarıyla gençlere örnek oluyorlar. Gençler de sektörümüzü artık daha çok merak ediyorlar. Birçok genç arkadaşımız Şirketimizi görmek istiyor. Geçtiğimiz günlerde ise Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfımıza (TSKGV) bağışta bulunan bir aile bizi ziyaret ettiler. Artık Türk milleti savunma sanayisinin öneminin farkında. HÜRKUŞ’umuzla başladığımız yolda şimdi MMU’dan bahsediyoruz. Teknolojik olarak çok ilerledik. HÜRKUŞ’u yaptık, şimdi 5’inci nesil uçak üreten 4’üncü şirket olma hedefimize hızla ilerliyoruz. Almanya ve Fransa bu konuda çok gerideler. İngilizlerin ne zaman böyle bir uçak yapacakları belli değil. Bu inanılmaz bir şey.

Şirketimiz son dönemde başarılarının yanı sıra “Geleceğin Genç Programı” gibi gençlere yönelik çalışmalarıyla da gündemi sıkça meşgul ediyor. Geçtiğimiz günlerde “Teknik Gezi XL” etkinliği ile çocuk ve gençlerimiz sektörü ve Şirketimizi daha da yakından tanıdılar. Sizin yönlendirmelerinizle Şirketimizin yeni nesile yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Sektör kurmak ve büyümek istiyorsanız devam edilebilirlik çok önemlidir. Yeterli insan kaynağını sağlamanız gerekir. Bu insan kaynağını oluşturmak içinse isteklerin de küçük yaşta aşılanması ve farkındalık oluşturulması gerekiyor. Tabandan insan gelmezse bu çalışmaların devamlılığı olmayacak. MMU’yu ürün hâline getirdiğimizde arkamızdan gençler gelmediğinde bu uçak sadece o seviyede kalacak ve daha iyisi ortaya konmayacak. O çocukların yüreklerini hareket geçirmek gerekir. Biz, onlara ne kadar destek olsak az.

Türkiye’nin şu anki en büyük teknolojik cihazı MMU’dur. Bu cihaz yapılırken herkes içinde olmalı. Uçağın üretimi bittiği zaman aynı şeyleri bir daha görme şansımız olmayacak. Bu uçakların her birinin içine bir genç girmeli. Yurt dışından öğrenciler de işte tam da bu nedenle sık sık ziyaretimize geliyor.

Diyelim ki fırsat sunduk, duyguları aşıladık gençlerimize. Bu kez de üniversitelerimizle teknik liselerimize kapılarımızı açmamız gerekir. Bir öğrenci okul yıllarında bizden uzaksa bu alanda tam bir olgunluğa erişemiyor. Sonrasında bize alışması da zaman alıyor. Biz teknolojinin son noktasındayız. Birçok teorik bilgiye sahip olan bu gençler, malzemeyi işlediğimiz süreçleri de yakından öğrenmeliler. Biz, bir malzemeyi 0.2 mikron (200 nanometre) hassasiyetle üretebiliyoruz. MMU’da birçok sistem var. Bu uçaklarda iki metal üst üste kayıyorsa arada aşınmayı engellemek için bir yağ tabakası olması ve hızlı hareket etmesi gerekiyor. Uçak da hızlı hareket ettiği için yüzeylerin kenetlenerek, sabit kalması önem arz ediyor. Biz, artık bunun için yağ tabakası yerine iki malzeme arasındaki havayı kullanıyoruz. Bu da büyük bir hassas çalışmayı beraberinde getiriyor. Burada analizler, testler hepsi ileri teknolojilerdir. Öğrenciler, bu hassas teknolojileri eğitim süreçleri esnasında öğrendiklerinde çekirdekten yetişmiş oluyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü, Şirketimizin ise 50’nci yılına erişeceği, 2023 yılına dair birçok hedefimiz var. Projelerimiz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Biz çok heyecanlıyız. İyi bir eğitim aldım ama hep yönetici oldum. Bu deneyimimden yola çıkarak şunu söyleyebilirim: “Her zaman bir projede hep terslik olur ve bir proje hep de yolunda gider.” Şu an sorunları hızla çözerek ilerliyoruz. Bir projenin ilk yüzdesi tamamsa 2’nci yüzdesine bakmayın, nasıl olsa tamamlanacaktır.

Ekonomist dergisinin “Yılın İş İnsanları Ödülleri” kapsamında 2’nci kez “Yılın Bürokratı” seçildiniz. “Yılın Bürokratı” olarak bu başarıyı, başarının ardındaki etkenleri değerlendirir misiniz?

Ben çok pozitif bir insanım. Hayatımda hiçbir zaman geçmişe takılıp kalmadım, hep ileriye baktım. Herkes de böyle olmalı. Bazen çıktığımız yokuş çok diktir, yoruluruz, dinleriz, yine devam ederiz. Sanırım bu pozitifliğim sonucunda bu ödül bana 2’nci kez verilmiş oldu.

2023 hedeflerini tamamlamak üzere var gücüyle çalışan ve bu başarılarla 50. yılımızı da taçlandıracak olan çalışma arkadaşlarımıza neler söylemek istersiniz?

Mesajım çok net. Büyüyen şirketlerde çalışanlar kazanırlar. Büyüyen üniversitelerde okuyanlar da kazanırlar. Ben İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve ABD’de yer alan Michigan Üniversitesinden mezunum. Aynı üniversitede hem 2’nci lisansımı hem de doktoramı makine mühendisliği bölümünde tamamladım. Bu bölüm o yıllarda 8’inci sıradayken, yükselerek 4’üncü sıradaki yerini aldı. Ben de böylelikle geleceğime yatırım yapmış oldum.

Türk Havacılık Uzay Sanayii büyüyen bir şirket. Kocaman olmuş şirketler bir yerde durmuştur, durağanlaşmıştır, çalışan da şirketle birlikte durmaya başlamıştır. Büyüyen şirketlerse dinamiktir. Türk Havacılık Uzay Sanayii en güçlü savunma şirketi olma hedefi için canla başla çalışıyor. Şirketimiz de bizler de büyümeye ve gelişmeye devam ediyoruz. Burada bir uçakla birlikte aslında bu ülkenin geleceği de büyüyor. Birkaç yıl sonra bir bakacağız ki daha çok çiçeğimiz açmış ve daha çok yolumuz var. 49 yıl sonra bu şirket dünyanın merkezi olacak.
Savunma sanayi şu an tüm dünyanın gündeminde yer alıyor. Tüm gençleri sektörümüze davet ediyorum. Türkiye rüzgârı yakaladı ve bu rüzgârı arkasına almayı başardı. Hayallerin de ötesinde gidiyor. Bu rüzgâr, Türkiye’yi çok yukarılara taşıyacak. Ne kadar çok ağaç dikersek, meyvemiz o kadar fazla olacak. Bu ağaçları birlikte dikelim. Gelecek 49 yılın kaderini birlikte belirleyelim.