Savunma sanayii, terörle mücadeleye ne derecede etki ediyor? Savunma sanayii, terörle mücadeleye ne derecede etki ediyor?

Savunma sanayii, terörle mücadeleye ne derecede etki ediyor?

Savunma sanayii, terörle mücadeleye ne derecede etki ediyor?


11/07/2020 15:01

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, kamuoyunda merak edilen savunma sanayiinin terörle mücadeleye etkisi konusundaki soruya cevap verdi.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Radyo Başakşehir’de her çarşamba canlı olarak yayınlanan Murat Çiçek’in programına konuk olan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Türk savunma sanayiindeki gelişmelerin terörle mücadeleye ve dış politikaya ne derecede etki ettiği sorusuna cevap verdi.

İsmail Demir şu ifadeleri kullandı:

“Herhangi bir müzakere masasında gücünüz varsa; diplomasi, barış, tüm bu görüşmelerde arkanızda belli bir gücün olduğunu hissediyorsanız, o masada bir duruşunuz, pazarlık gücünüz, ona göre değişiyor. Bunun bir blöf de olmaması gerekiyor. Gerektiği anda evet biz, şu olmasa bunu yaparız dediğinizde olmadığı zaman onu yaptığınızı göstermeniz lazım ki son zamanlarda operasyonları görüyorsunuz. Bizim burada önümüz kesilirse biz buna hayır deriz, bu bizim kırmızı çizgimizdir dediğimizde kırmızı çizgileri çiğnenmiş bir şekilde, böyle yüzü kızarmış şekilde durmak değil artık, kırmızı çizgimiz çiğnendiği anda gereğini yapma noktasında bir duruşu var Türkiye’nin. Bu çok net görülüyor. Bunda da asli unsur, gücümüz. Güç demek bir ülkenin bir anlamda caydırıcılığı anlamına geliyor. Gücün kullanılmasından çok caydırıcı olması önemli. Kullanmak da… Gerektiği zaman kullanılır. Çok çok gerekmediyse tabii kimse güç kullanmakla ilgili bir girişimde bulunmuyor. Ama kırmızı çizgilerimize riayet edilmediğinde, ülkemizin uzun vadeli çıkarları gündeme geldiğinde o zaman tabii ki gereğinin yapılması gerekir. Gereğini yapmak demek de güç demek. Güç demek de teknoloji demek bugünün dünyasında. Burada da kimsenin ipiyle kuyuya inilmiyor genel olarak. Onun için o açıdan kendi ipinizi sağlam tutmanız lazım. Defalarca gördük, görüyoruz. Bu arada artık dersimizi öğrendik demenin bir anlamı yok artık, defalarca dersler ortada. Hatta biz birçok ülkede ihracat görüşmeleri vs. yaparken onlara kendi hikayemizi anlatıyoruz. Ve önerilerimiz arasında o ülkede, dost ülkelerde belirli bir teknolojik altyapı oluşturma önerilerimiz de var. Çünkü bu meselenin ne kadar önemli olduğunu, başkalarına bağımlı oldukları zaman başlarına gelebileceklerin ne şekilde bilinmesi gerektiğini söylüyoruz. Ve biz ileride de inşallah bu yetkinliğimizi artırmak gerektiği şuurundayız. İnşallah da artıracağız. Boş konuşmak, hayalperest olmak gerekmiyor. Hayallerimiz büyük olacak. Büyük hayallerimiz var ama hayalperest olmayacağız. Bu şu anlama geliyor: Atılması gereken adımların, o hayallere erişmek için atılması gereken adımların gereklilikleri var. Gerekli kas gücünüz olacak, gerektiği şekilde besleneceksiniz, gerektiği şekilde altyapınızı oluşturacaksınız. İnsan vücudundan örnek verdim, kas yapısı, beslenme derken; yani eğitimli insanınız ona göre olacak, ona göre malzemeniz olacak, ona göre altyapınız olacak, ona göre eğitim sistemiz olacak, ona göre projelere kilitlenmiş hedefleriniz ve kilitlenmiş insanlarınız olacak ve bunları yöneteceksiniz.”