Savunma sanayiinde çarpan etkisi deniz otonom sistemleri Savunma sanayiinde çarpan etkisi deniz otonom sistemleri

Savunma sanayiinde çarpan etkisi deniz otonom sistemleri

Savunma sanayiinde çarpan etkisi deniz otonom sistemleri

25/11/2021 15:44

Ülkelerin güvenliklerinden, dünya ticaretine kadar geniş bir alanı tutan deniz otonom sistemlerine yatırım, dünya çapında katlanarak devam ediyor
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 12. sayısında, deniz otonom sistemleri ile ilgili bir yazıya yer veriliyor.

Target dergisinin 12. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Savunma Sanayiinde Çarpan Etkisi Deniz Otonom Sistemleri” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

SAVUNMA SANAYİİNDE ÇARPAN ETKİSİ DENİZ OTONOM SİSTEMLERİ

Dünya ticaretinin yüzde 80’ini deniz yolu üzerinden gerçekleşiyor. Yani yalnızca deniz ticaretinin yanı sıra ülkelerin toprak bütünlüğünü korumada da en önemli değerlerden birisi deniz kuvvetleridir. Ülke savunmasında büyük bir güç olan deniz araçlarında bu nedenle dünya çapında kıyasıya bir yarış hâkim. Ülkelerin gücünü yansıtmak ve dışardaki çıkarlarını korumak gibi nedenlerle teknoloji, sürekli kendini yeniliyor. Bu avantajı da lehine çeviren ülkeler, artı puanı hanelerine yazıyor.

TESLA ETKİSİ

‘Otonom’ sistemler aslında zannedildiği gibi salt Endüstri 4.0 sürecinin hayatlarımıza girmesiyle başlamadı. Tamamen otonom seyredebilen deniz araçları; genel itibarıyla uzaktan kontrol edilebilen, mürettebatlı ya da mürettebatsız gemiler ile yapay zekâ sistemiyle entegre olan donanımları kapsıyor. Bu fenomenin arkasında ise aslen 19’uncu yüzyılın mucidi olan Tesla var. Tesla’nın 1889 yılındaki başvurusu sayesinde insansız gemileri de kapsayacak şekilde patent alındı. New York’ta küçük bir bota uzaktan kumanda ile manevralar yaptıran ve bunu yaparken de ışık sistemini kullanan yüzyılın mucidi, aslında bugün denizcilik teknolojisinin gelişimini ateşlemiş oldu.

HATA ORANI SIFIRLANIYOR

Deniz araçlarında dünya üzerinde kullanılan tüm savunma sistemlerinde olduğu gibi zaman içerisinde bir devinim yaşadı. Denizlerde oyunu değiştirecek teknolojiler, sürekli yeni nesle evriliyor. Gelişen teknoloji, çalışma alanlarını analiz edebilen ve değişen çevre şartlarına uyum sağlayabilen araçları ön plana çıkarıyor. Geçmişte insanların maruz kaldığı tehlikelerin üstesinden gelmek için kullanılan sistemler akıllılaştıkça otonom su üstü ve su altı araçların dayanıklılığı ve güvenilirliği artıyor. Denizcilikte otonom teknolojilerinin artmasının, deniz emniyeti bakımından da olumlu yansımaları olacağı tahmin ediliyor. Nitekim Avrupa Deniz Emniyeti Ajansı’na (EMSA) göre 2011-2014 yılları arasında meydana gelen deniz kazalarının yüzde 67’si insan hatası kaynaklı. Benzer şekilde Allianz Global’in yaptığı bir çalışmada, 1912-2012 arasında meydana gelen kazalar, Titanik’ten Costa Concordia’ya kadar, insan hatasına mal edilmiş durumda. Ancak otonom sistemler sayesinde oluşabilecek riskler önceden hesaplanabiliyor, sensörler durumu algılayabiliyor ve araçlar kendi iç iletişimlerini kullanarak insansız bir şekilde dahi verilen emri yerine getirecek en doğru seçimleri kendileri uygulamaya alabiliyor.

DENİZ ARAÇLARININ TÜRKİYE’DEKİ PAYI

Türk savunma ve havacılık sektörü, 2020 yılında ciro bazında pandeminin olumsuz etkilerine rağmen 8,856 milyon dolar düzeyinde bir paya sahipti. Bu pay içerisinde deniz için ayrılan ciro ise 673 milyon dolar olarak gerçekleşti. Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği’nin (SSİB) sektöre tanımlandırdığı GTİP numaralarına göre yurt dışına satışı yapılan emtianın tutarı ise geçen sene 2.279 milyon dolar olarak açıklandı. Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SaSaD) Performans Raporu 2020’de ise deniz araçlarının ihracatı yüzde 10,42 oranında bir paya sahip olarak 236 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. 2019 yılında sektör oyuncularının sipariş defterlerine aldığı yeni sipariş tutarı 10.671 milyon dolar düzeyindeydi. Ancak pandeminin olumsuz etkisi nedeniyle alınan siparişler toplamı 6.175 dolar oldu. En yüksek
sipariş alınan teknoloji segmentinin Sivil Havacılık ve Kara Platformları/Sistemlerini takiben Askeri Havacılık ile Deniz Sistemleri olduğu görülüyor. Deniz sistemlerinde 2020 yılında toplam 863 proje yer aldı.

GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ

Deniz araçlarının otonomlaşmasında kullanılan pek çok ileri teknolojinin bugün üretimi gerek yurt içi gerekse yurt dışında yoğun çabalarla gerçekleştiriliyor. Askeri alanda zor ve tehlikeli görevler için yürütülen insansız araç çalışmaları hızlı yükselişini sürdürürken aynı zamanda donanma güçleri de dron dünyasına insansız deniz araçlarıyla adım attı.

Geleceğin olası deniz savaşlarının tamamen insansız bir ortamda gerçekleşmesi için ülkeler çalışmalarını hızlandırıyor. İlk kez 2000 yılında Arleigh Burke sınıfı USS Cole’a yapılan terör saldırısı üzerine yapılan önlem çalışmalarında üretilen İnsansız Deniz Araçları (İDA) fikri ile 2014 yılında küçük insansız gemiler test edildi. Bugün gelinen noktada ise büyük küçük çeşitli insansız deniz araçları üretiliyor. Bu sistemler literatürde su üstü ve su altı olarak ikiye ayrıştırılarak sınıflandırılıyor.

OTONOMİ | SU ALTI PLATFORMLAR

‘İnsansız deniz altı araçları’ olarak da anılan bu sistemlerle donatılan araçlar; içeresinde fiziksel olarak bir insan bulunmayan ve su altında hareket edebilen sistemleri kapsıyor. Su altı ortamında yapılan çalışmalar göreceli olarak daha zorlu olması hem ortamın farklılığı ve değişkenliği hem de bozucu etkilere daha açık oluşu, haberleşme zorlukları, basınç gibi problemler nedeniyle geliştirilen İDA'lar, ‘Kablo Kontrollü’ ve ‘Kablosuz-Otonom’ olarak iki ana gurupta değerlendiriiyor. Kablo kontrollü olan ‘ROV (Remote Operating Vehicle)’, otonom olan ise ‘AUV (Atonomus Underwater Vehicle)’ olarak adlandırılıyor.

OTONOMİ | SU ÜSTÜ PLATFORMLAR

İDA’larda pek çok farklı teknoloji bir arada kullanılıyor. Navigasyon, iletişim sistemleri, uzaktan kontrol ve otonomi, keşif-gözlem sistemleri, elektronik harp ve silah sistemleri gibi teknoloji ve sistemler öne çıkıyor.

TÜRK DENİZ KUVVETLERİ’NİN GELECEK PROJELERİ

TCG ANADOLU LHD

2022 yılında teslim edilmesi planlanan TCG ANADOLU ile DZKK kuvvet aktarım kabiliyetini büyük oranda artıracak. Taarruz helikopterleri, Bayraktar TB3 ve MİUS gibi platformlarda gemi ile birlikte takip eden yıllarda uçak gemisi envantere katma planlamaları da yapılıyor.

İ SINIFI FIRKATEYN

İlki 2023 yılında teslim edilecek İ sınıfı fırkateynler ile DZKK envanterine milli fırkateyn katmış olacak. +3 adet geminin de takip eden yıllarda özel tersanelerde üretilmesi bekleniyor.

TF-2000 HAVA SAVUNMA MUHRİBİ

2027 (+) yılından itibaren envantere girmesi beklenen TF-2000, Türk Donanması’nın hava savunma ve kara saldırı yeteneğini üst seviyelere çıkaracak.

BARBAROS YARI ÖMÜR MODERNİZASYONU

Barbaros sınıfı fırkateynlerin pek çok sensör ve silah sistemi milli ürünler ile yenilenecek. İlk gemi 2023 yılında teslim edilecek.

TÜRK TİPİ HÜCUMBOT

STM tarafından tasarım çalışmaları gerçekleştirilen hücumbot ile Türk Donanması milli hücumbota kavuşacak. 2024 (+) yılından itibaren 10 adet botun teslimatının başlaması bekleniyor.

TANK ÇIKARMA GEMİSİ (LST)

Halihazırda TCG BAYRAKTAR ve TCG SANCAKTAR gibi modern tank çıkarma gemilerini kullanan kuvvet, 2023 yılından itibaren iki yeni gemi daha envanterine katacak.

İSTİHBARAT GEMİSİ

2021 yılı içerisinde envantere girecek TCG UFUK ile Deniz Kuvvetleri uzun bir aradan sonra istihbarat gemisine kavuşacak.

AÇIK DENİZ KARAKOL GEMİSİ

Deniz Kuvvetleri, MEB alanlarının korunması amacıyla 10 adet gemi temin edecek. Gemilerin teslimatına 2024 yılında başlanacak.

DENİZDE İKMAL MUHAREBE DESTEK GEMİSİ PROJESİ (DİMDEG)

Deniz Kuvvetleri’nin ulusal ve uluslararası görev kuvvetlerini lojistik olarak desteklemek üzere gemi temin edilecek. Teslimat 2023 yılında gerçekleşecek.

LOJİSTİK DESTEK GEMİSİ

Yüzbaşı Güngör Durmuş (A-574) ve Üsteğmen Arif Ekmekçi (A-575) gemilerinin önümüzdeki yıllarda envantere girmesi bekleniyor.

REİS SINIFI DENİZALTI

2021 sonu veya 2022 yılından itibaren altı adet AIP teknolojisine sahip denizaltı, Deniz Kuvvetleri envanterine girecek.

PREVEZE YARI ÖMÜR MODERNİZASYONU

Preveze sınıfı dört denizaltının pek çok alt sistemi değiştirilecek. 2023 yılından itibaren modernize denizaltılar teslim edilecek.

P-72 DENİZ KARAKOL UÇAĞI

Su üstü ve su altı savunma harbinde Deniz Kuvvetleri’nin yeteneğine ciddi katkı sağlayan P-72 uçaklarının son üç tanesi 2022 sonuna kadar teslim edilecek.

MİLDEN

Milli olarak tasarlanıp üretilecek MİLDEN ile Türkiye kendi denizaltısını tasarlayıp üreten ülkeler arasına girecek. 2030’lu yıllarda denizaltıların envantere katılması bekleniyor.

S/İHA

Halihazırda envanterinde Bayraktar TB2 ile ANKA A-B/S SİHA’lar bulunan kuvvet, Bayraktar TB3, AKSUNGUR, AKINCI ve MİUS platformlarının birkaçını veya hepsini envanterine katacak.

SİDA

Yerli firmalar tarafından geliştirilen SİDA’lar yakın gelecekte Deniz Kuvvetleri envanterindeki yerini alacak.

MİLLİ SİLAH SİSTEMLERİ

Bu yıldan itibaren ATMACA, AKYA, IRKA, Orta Menzilli Gemisavar Füzesi, KUZGUN, 76 mm Baş Top, CİRİT, G-40, HİSAR GEZGİN, UMTAS/L-UMTAS gibi milli silah sistemlerinin bazıları veya hepsi Deniz Kuvvetleri platformlarında yerini alacak